Haber

Jibril Rajoub, Nafha Hapishanesi’ndeki açlık greviyle ilgili anılarını yayınladı

15 yaşından beri Fetih hareketinin içinde olan ve 2000’li yıllarda Yaser Arafat’ın ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapan Cibril Rajoub, 1980’lerde Nefha Hapishanesi’nde açlık grevine dair anılarını kitapta gündeme getirdi.

Dünya Ticaret Merkezi’nde düzenlenen toplantıda Filistinli Gençler ve SporYüksek Heyet (HCYS) Başkanı Orgeneral Rajoub, 33 yıl sonra yaşadıklarını yeniden basın mensuplarıyla paylaştı.

Rajoub, İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) tarafından Türkçe’ye çevrilen “Nafha Hapishanesi Açlık Grevi Anıları” kitabının Filistinli tutsakların destansı mücadelesini anlatan bir belge gibi olduğunu söyledi.

Türk halkına teşekkür eden Rajoub, “Şu anda üzerimde çok büyük bir yük var. Filistin direnişini ve tutsaklarını anlatma sorumluluğum var. 1967’den beri her evde bir ev, bire yakın tutsak var. milyon tutsak. Bu artık bir rutin haline geldi. Esaret hali var.” söz konusu.

“Filistinlilerin direnişi ve inancı her şeyi feda edebileceklerini gösterdi”

Yaklaşık 17 yılını İsrail hapishanelerinde geçiren 70 yaşındaki Rajoub, şöyle devam etti:

“İsrail hapishanelerini şekillendirirken bir amaç için çalışıyordu. Bu hapishaneler dar ağaca alternatif olarak kuruldu. Filistinli tutsakları tamamen aşağılamak için tasarlanmış bir sistem vardı. Bu hapishaneler iradelerini kırmak, çabayı bitirmek, Filistinlilerin direnişi ve inancı, adalet ve halkın özgürlüğü için her şeyi feda edebileceklerini gösterdi. Bu cezaevleri kuruluş amacının aksine birer akademi haline geldi. Mahkumlar burada bilinçlerini artırdılar ve davalarına daha fazla bağlı hale geldiler.”

Açlık grevinin cezaevindeki direnişin bir tezahürü olduğuna işaret eden Jibril Rajoub, “Grevin amacı cezaevindeki yaşam koşullarını iyileştirmekti. Irkçı ve faşist muameleye karşı çıkmaktı. Nafha bunun bir örneğiydi. Grev hem bölgede hem de uluslararası arenada büyük ses getirdi. Bunun birkaç nedeni var: “Nafha Hapishanesi’nin İsrail’deki terörizmin son örneklerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu, hayatımızdaki en kötü koşulların en güzel örneklerinden biridir. Grevimiz burada başladı. 73 mahkum katıldı. Bunlardan 6’sı başka bir cezaevine nakledilerek gittikleri yerde greve devam ettiler.” dedi.

“Yazımda objektif olmaya çalıştım”

Grevde tutuklu bulunan 3 kişinin cezaevinde öldürüldüğüne ve çok sayıda kişinin ağır fiziki şiddete maruz kaldığına dikkat çeken Rajoub, şunları kaydetti:

“Bütün bunlara rağmen grev 33 gün sürdü. Bu grev farklı cezaevleri tarafından da desteklendi. Yani bu grev tüm Filistin topraklarında bir etkileşim yarattı. Bu etkileşim Birleşmiş Milletler’e ve insan hakları örgütlerine kadar gitti. bu grevi de belgeledim ve 4 bölüme ayırdım.ilk bölümde bu problemi bilimsel bir biçimde yazdım.bir denklem kurdum.bu denklemin bir tarafında mahkumların duruşu diğer tarafında ise İşgalcinin duruşu. Amacımız isyancının insanlığını korumaktı. Bunu bireysel olarak değil, milli bir duruş olarak yaptım. Bunu bir amaç olarak belgeledim. Yazdıklarımda objektif olmaya çalıştım ama bu duruşun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. O zamanlar 27 yaşında bir gençtim.”

Rajoub, ilk grevden 4 yıl sonra farklı bir cezaevinde daha fazla tutukluyla tekrar greve gittiklerini söyledi. O dönemdeki etkileşimi daha iyi yakaladık.” dedi.

35 yıl önce İsrail’den sürgüne gönderildiğini anlatan Rajoub, “Bütün Filistinlilere söylüyorum ki milli birlik olmadan geleceğimiz yoktur. Milli katılımı sağlamayan birlik başarılı olamaz. Demokratik süreç olmadan katılım sağlanamaz. … Tüm Filistin bileşenleri mevcut olmalıdır.” değerlendirmesini yaptı.

Toplantıda bir konuşma yapan İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) Lideri Taha Ayhan, kitapla ilgili olarak, “Filistin’de yaşanan kederin, zulmün ve onurlu mücadelenin acı bir belgesi olan bu eser, şehit düşmüş bir özgürlük savaşçısının kendini gösterdiği önemli bir andır. Kıyameti yeryüzünde yaşayan kavminin maruz kaldığı hukuksuzluğu dünyaya ve gelecek nesillere haykırmaktadır. Delil güncel bir çağrıdır.” açıklama yaptı.

Programın konuğu olan Filistin’in Ankara Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa da birer konuşma yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu